Denizli Pamukkale Travertenleri

Türkiye’nin en gözde turizm merkezlerinden biri olan Pamukkale, ülkemizde en çok yerli ve yabancı ziyaretçi alan ören yeri konumunda bulunmaktadır. Menderes Nehri Vadisi’nde, doğal bir sit alanı olan Pamukkale, bembeyaz travertenleriyle ziyaretçilerini bir gelin gibi karşılıyor. Nadide bir şaheser olan Pamukkale, Denizli il sınırları içerisinde ve kent merkezine 20 kilometre uzaklıkta yer almaktadır.
Menderes Nehri kıyısında ve 100 metre yüksekliğe sahip Pamukkale Travertenleri‘ni Denizli’nin birçok noktasından görmek mümkün. Pamukkale, kaynak sulardan ve traverten teraslı tepelerden meydana gelmektedir. Bin yıldır kaplıca hizmet veren doğa şaheserinin terasları, kaplıca suyundan çökelmiş karbonat minerallerinden oluşmaktadır.

Pamukkale Hakkında Bilmeniz Gerekenler

400 bin yıl önce meydana gelen bir dizi depremle, Büyük Menderes havuzunda termal suların oluşturduğu travertenleriyle eşsiz bir manzaraya sahip olan Pamukkale, ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor.
Kalsiyum karbonatla doymuş olan su, güneşin altında buharlaşıyor. İlk etapta ortaya çıkan jel halinde beyaz travertenlerin pamuksu görüntüsünün ardından yapı katılaşarak yüzeyi kristalleşmiş kayalara dönüşüyor.
Travertenlerinin ilk halinin yumuşaklığı ve pamuk gibi beyaz renkli oluşu nedeniyle Pamukkale adını alan bölgede, 35-100°C sıcaklık değerleri aralığında 17 sıcak su alanı bulunuyor.
Kaynaktan çıkan termal su, 320 metrelik bir mesafeyi kat ederek traverten başına geliyor. Buradan da traverten katmanlarına dökülerek 240-300 metre kadar daha yol kat ediyor.

Hierapolis Antik Kenti

1988’den bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale, Hierapolis Antik Kenti ile iç içe. Yalnızca ülkemizin değil dünyanın da en önemli antik kent bölgelerinden olan Hierapolis Antik Kenti, tıpkı travertenler gibi UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Bergama Krallığı’nın günümüze bıraktığı eşsiz antik miras, kurulduğu MÖ 197’de bile termal kaynakları ve şifalı özellikleriyle ünlüydü.
İsmini içinden termal suların ve kendisine yaklaşan canlıların ölümüne neden olan gazın (karbondioksit) çıktığı bir mağaranın varlığından alan Hierapolis, “Kutsal Kent” anlamına geliyor. MÖ 133’te ve MS 60’ta yaşanan depremler, dünyanın tapınaklarıyla tanıdığı kenti yıkmışsa da daha sonra Romalılar tarafından tekrar inşa edilmiş.

Cehennem Kapısı, Pluto’s Gate veya Ploutonion adıyla tanınan mağara Hierapolis yakınlarında yer alıyor. Tanrı Plouton ve eşi Persophone’nin hüküm sürdüğü yeraltı dünyasının giriş kapısı olarak kabul edilen mağaradan sızan karbon dioksit gazıyla boğulan hayvanlar, rahipler tarafından kurban ediliyordu.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir